101 Atasözü 101 Öykü Özeti
Atasözleri, toplumun ortak deneyim ve gözlemlerinden süzülerek gelen, kısa ve özlü sözlerdir. Her atasözünün arkasında bir hikaye, bir ders veya bir öğüt yatar. Bu makalede, 101 atasözünün özetini ve her atasözünün arkasındaki hikayeyi bulacaksınız.
1. Akıl yaşta değil baştadır.
Bu atasözü, yaşın akılla doğru orantılı olmadığını, bazen genç insanların bile yaşlılardan daha akıllı olabileceğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok yaşlı ama çok bilge bir adam yaşarmış. Köy halkı, bu adamın sözlerine çok değer verirmiş. Bir gün, köyün gençlerinden biri, yaşlı adama gidip “Dede, sen çok yaşlısın, ama çok da bilgesin. Bana aklın nasıl bu kadar gelişti?” diye sormuş. Yaşlı adam, “Oğlum, akıl yaşta değil baştadır. Benim aklım, yıllarca yaşadığım deneyimlerden ve öğrendiğim derslerden kaynaklanıyor. Sen de eğer çok şey öğrenmek ve aklını geliştirmek istiyorsan, çok şey deneyimlemeli ve çok şey öğrenmelisin.” demiş.
2. Az veren candan verir.
Bu atasözü, az ama gönülden vermenin çok değerli olduğunu ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok fakir bir kadın yaşarmış. Bu kadının bir de küçük çocuğu varmış. Bir gün, kadın çocuğuna yemek yapmak için pazara gitmiş. Pazarda, çok güzel bir elma görmüş. Elma çok pahalıymış, ama kadın çocuğuna çok almak istemiş. Kadın, elmayı satın almak için tüm parasını vermiş. Eve döndüğünde, elmayı çocuğuna vermiş ve “Oğlum, bu elmayı ye. Bu elma çok özel bir elma.” demiş. Çocuk, elmayı yemiş ve çok beğenmiş. Kadın, çocuğunun elmayı beğendiğini görünce çok mutlu olmuş.
3. Balık baştan kokar.
Bu atasözü, bir topluluğun veya kuruluşun başındaki kişinin davranışlarının, o topluluğun veya kuruluşun diğer üyelerinin davranışlarını etkilediğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok kötü bir muhtar varmış. Bu muhtar, çok bencil ve çıkarcı bir adammış. Köy halkı, muhtardan çok çekiyormuş. Bir gün, köy halkı muhtara gidip “Muhtar, sen çok kötü bir adamsın. Biz senden çok çekiyoruz. Lütfen istifa et.” demişler. Muhtar, “Ben istifa etmeyeceğim. Ben bu köyün muhtarıyım ve bu köyü ben yöneteceğim.” demiş. Köy halkı, muhtarı ikna edemeyince, köyden taşınmaya karar vermişler.
4. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Bu atasözü, birlik ve beraberliğin gücünü ifade eder.
Öykü: Bir köyde, iki kardeş yaşarmış. Bu kardeşler, çok fakirmişler. Bir gün, kardeşler ormana odun toplamaya gitmişler. Ormanda, çok büyük bir ağaç görmüşler. Kardeşler, ağacı kesmeye çalışmışlar, ama başaramamışlar. Bir süre sonra, kardeşler pes etmeye karar vermişler. Tam o sırada, bir yaşlı adam oradan geçiyormuş. Yaşlı adam, kardeşlerin ağacı kesemediğini görünce, onlara yardım etmeye karar vermiş. Yaşlı adam, kardeşlere “Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Gelin, birlikte ağacı keselim.” demiş. Kardeşler, yaşlı adamın teklifini kabul etmişler. Üçü birlikte ağacı kesmeye başlamışlar. Kısa sürede, ağacı kesmeyi başarmışlar. Kardeşler, yaşlı adama çok teşekkür etmişler.
5. Can boğazdan gelir.
Bu atasözü, insanın yaşamak için yemek yemesi gerektiğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok fakir bir adam yaşarmış. Bu adamın bir de küçük çocuğu varmış. Bir gün, adam çocuğunu alıp pazara gitmiş. Pazarda, çok güzel bir ekmek görmüş. Ekmek çok pahalıymış, ama adam çocuğuna çok almak istemiş. Adam, ekmeği satın almak için tüm parasını vermiş. Eve döndüğünde, ekmeği çocuğuna vermiş ve “Oğlum, bu ekmeği ye. Bu ekmek çok özel bir ekmek.” demiş. Çocuk, ekmeği yemiş ve çok beğenmiş. Adam, çocuğunun ekmeği beğendiğini görünce çok mutlu olmuş.
6. Çalışmadan yemek olmaz.
Bu atasözü, insanın çalışmadan geçinemeyeceğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok tembel bir adam yaşarmış. Bu adam, hiç çalışmazmış. Gün boyu uyurmuş veya gezermiş. Adamın karısı ve çocukları, adamın tembelliğinden çok çekerlermiş. Bir gün, adamın karısı dayanamayıp adama “Sen hiç çalışmıyorsun. Bizim geçimimizi nasıl sağlayacağız?” demiş. Adam, “Ben çalışmadan da geçinebilirim.” demiş. Karısı, “Nasıl geçineceksin?” diye sormuş. Adam, “Ben dilencilik yaparım.” demiş. Karısı, “Dilencilik yaparak geçinemezsin. İnsanlar sana para vermezler.” demiş. Adam, “Benim bir planım var.” demiş.
7. Dal kırılır, yaprak dökülür.
Bu atasözü, bir olayın veya durumun başka olaylara veya durumlara yol açabileceğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok büyük bir ağaç varmış. Bu ağacın altında, çok güzel bir çiçek açarmış. Köy halkı, bu çiçeği çok severmiş. Bir gün, köyün gençlerinden biri, ağaca tırmanıp çiçeği koparmak istemiş. Genç, ağaca tırmandıkça, ağaç kırılmaya başlamış. Ağaç kırılınca, çiçek de yere düşmüş. Köy halkı, ağacın kırıldığını ve çiçeğin yere düştüğünü görünce çok üzülmüşler.
8. Damlaya damlaya göl olur.
Bu atasözü, küçük şeylerin bile zamanla büyük sonuçlar doğurabileceğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok fakir bir adam yaşarmış. Bu adamın bir de küçük çocuğu varmış. Bir gün, adam çocuğunu alıp pazara gitmiş. Pazarda, çok güzel bir elma görmüş. Elma çok pahalıymış, ama adam çocuğuna çok almak istemiş. Adam, elmayı satın almak için tüm parasını vermiş. Eve döndüğünde, elmayı çocuğuna vermiş ve “Oğlum, bu elmayı ye. Bu elma çok özel bir elma.” demiş. Çocuk, elmayı yemiş ve çok beğenmiş. Adam, çocuğunun elmayı beğendiğini görünce çok mutlu olmuş.
9. Düşen bir yaprağın sesi bile duyulur.
Bu atasözü, çok küçük olayların bile fark edilebileceğini ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok dikkatli bir adam yaşarmış. Bu adam, her şeyi çok dikkatli bir şekilde yaparmış. Bir gün, adam ormanda yürürken, bir yaprağın düştüğünü duymuş. Adam, yaprağın düştüğü yere gitmiş ve yaprağı incelemiş. Yaprak, çok küçük bir yaprakmış. Adam, yaprağın çok küçük olmasına rağmen, sesini duyabildiği için çok şaşırmış.
10. El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
Bu atasözü, bir kişinin kendi işini başkasına yaptırmaya çalışırken, bunu çok kolay bir iş gibi göstermeye çalıştığını ifade eder.
Öykü: Bir köyde, çok tembel bir adam yaşarmış. Bu adam, hiç çalışmazmış. Gün boyu uyurmuş veya gezermiş. Adamın karısı ve çocukları, adamın tembelliğinden çok çekerlermiş. Bir gün, adamın karısı dayanamayıp adama “Sen hiç çalışmıyorsun. Bizim geçimimizi nasıl sağlayacağız?” demiş. Adam, “Ben çalışmadan da geçinebilirim.” demiş. Karısı, “Nasıl geçineceksin?” diye sormuş. Adam, “Ben dilencilik yaparım.” demiş. Karısı, “Dilencilik yaparak geçinemezsin. İnsanlar sana para vermezler.” demiş. Adam, “Benim bir planım