Göbeklitepe Yi Kim Buldu

Göbeklitepe’yi Kim Buldu?

Göbeklitepe, Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık 18 kilometre doğusunda, Örencik köyü yakınlarında bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Neolitik Çağ’a tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın en eski tapınağı olarak kabul edilmektedir.

Göbeklitepe’yi ilk kez 1963 yılında, İstanbul Üniversitesi’nden Profesör Harald Hauptmann tarafından yürütülen bir yüzey araştırması sırasında bulundu. Ancak, bu araştırmada bulunan taşların önemi o dönemde anlaşılamadı ve site üzerinde herhangi bir kazı çalışması yapılmadı.

Göbeklitepe’nin asıl keşfi, 1994 yılında, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Profesör Klaus Schmidt tarafından yapıldı. Schmidt, bölgeyi ziyaret eden bir öğrencisinden, bölgedeki taşların fotoğraflarını göndermesini istedi. Schmidt, fotoğrafları incelediğinde, taşların insan yapımı olduğunu ve önemli bir arkeolojik buluntuya işaret ettiğini anladı.

Schmidt, 1995 yılında, Şanlıurfa Müzesi ile birlikte Göbeklitepe’de kazı çalışmalarına başladı. Kazılar, 2014 yılında Schmidt’in vefatına kadar devam etti. Schmidt’in vefatından sonra, kazı çalışmaları, Şanlıurfa Müzesi ve İstanbul Üniversitesi’nden arkeologlar tarafından devam etmektedir.

Göbeklitepe’de yapılan kazılar, dünyanın arkeoloji tarihini değiştiren bir keşfe imza attı. Kazılarda, MÖ 9600-7400 yılları arasına tarihlenen, yaklaşık 20 metre çapında ve 5-6 metre yüksekliğindeki 20 adet T şeklinde taş sütun ortaya çıkarıldı. Bu sütunlar, üzerlerinde yaban hayvanları, av sahneleri ve geometrik motifler ile bezenmiştir.

 

Göbeklitepe’nin keşfi, insanlığın yerleşik hayata geçmesinin çok daha erken bir tarihte gerçekleştiğini ortaya koydu. Daha önce, yerleşik hayata geçişin MÖ 7000’li yıllara kadar uzandığı düşünülüyordu. Ancak, Göbeklitepe’deki buluntular, yerleşik hayata geçişin MÖ 9600’lü yıllara kadar uzandığını gösteriyor.

Göbeklitepe’nin keşfi, aynı zamanda, din ve ibadet kavramının da çok daha erken bir tarihte ortaya çıktığını ortaya koydu. Göbeklitepe’deki T şeklindeki taş sütunlar, bir tapınağa ait olduğu düşünülüyor. Bu sütunlar, insanların belirli bir dini ritüel için bir araya geldiklerini gösteriyor.

Göbeklitepe, dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Bu alan, insanlığın kökenleri ve kültürel gelişimi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Göbeklitepe, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

Göbeklitepe’nin Önemi

Göbeklitepe’nin önemi, şu şekilde sıralanabilir:

  • İnsanlığın yerleşik hayata geçişinin çok daha erken bir tarihte gerçekleştiğini ortaya koyması: Daha önce, yerleşik hayata geçişin MÖ 7000’li yıllara kadar uzandığı düşünülüyordu. Ancak, Göbeklitepe’deki buluntular, yerleşik hayata geçişin MÖ 9600’lü yıllara kadar uzandığını gösteriyor. Bu, insanlığın kültürel ve teknolojik gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır.
  • Din ve ibadet kavramının da çok daha erken bir tarihte ortaya çıktığını ortaya koyması: Göbeklitepe’deki T şeklindeki taş sütunlar, bir tapınağa ait olduğu düşünülüyor. Bu sütunlar, insanların belirli bir dini ritüel için bir araya geldiklerini gösteriyor. Bu, din ve ibadet kavramının, insanlığın ilk dönemlerinde ortaya çıktığını gösteriyor.
  • Yazının icadından çok önce, insanların karmaşık bir sosyal ve kültürel yapıya sahip olduklarını göstermesi: Göbeklitepe’deki buluntular, insanların, yazının icadından çok önce, karmaşık bir sosyal ve kültürel yapıya sahip olduklarını gösteriyor. Bu, insanlığın gelişimi hakkındaki anlayışımızı değiştiriyor.

Göbeklitepe, insanlığın kökenleri ve kültürel gelişimi hakkında önemli bilgiler sunan, dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biridir.


Yayımlandı

kategorisi