Dede Korkut 13 Hikaye Kim Buldu

Dede Korkut’un 13. Destanını Kim Buldu?

Dede Korkut Hikâyeleri, Oğuz Türklerinin destansı destanlarıdır. 12 hikayeden oluşan bu eser, 13. yüzyılda yazıldığı tahmin edilmektedir. Dede Korkut Hikâyeleri, Türk kültürü ve edebiyatı için önemli bir yere sahiptir. Bu eser, Türklerin tarihini, kültürünü ve yaşam tarzını yansıtmaktadır.

Dede Korkut Hikâyeleri, ilk olarak 18. yüzyılda H. O. Fleisch tarafından bulunmuştur. Fleisch, Berlin’de bulunan bir el yazmasında bu hikayeleri keşfetmiştir. Fleischer’in keşfi, Dede Korkut Hikâyeleri’nin bilim dünyasına tanıtılmasını sağlamıştır.

Dede Korkut Hikâyeleri’nin ikinci nüshası, 19. yüzyılda Dresden’de bulunmuştur. Bu nüsha, Berlin nüshasından daha eski olduğu düşünülmektedir. Dresden nüshası, 1916 yılında Kilisli Rıfat tarafından ilk kez Türkçe olarak yayınlanmıştır.

Dede Korkut Hikâyeleri’nin üçüncü nüshası, 20. yüzyılda Vatikan’da bulunmuştur. Bu nüsha, diğer iki nüshadan daha kısadır. Vatikan nüshası, 1952 yılında Tahsin Banguoğlu tarafından yayınlanmıştır.

Dede Korkut Hikâyeleri’nin kayıp 13. destanı, 21. yüzyılda Kazakistan’da bulunmuştur. Bu keşif, Türk edebiyatında büyük bir heyecan yaratmıştır.

Kayıp Destanın Bulması

Dede Korkut Hikâyeleri’nin kayıp 13. destanı, 2019 yılında Prof. Dr. Metin Ekici tarafından bulunmuştur. Ekici, Kazakistan’da bulunan bir kütüphanede, 17. yüzyıla ait bir el yazmasında bu destanı keşfetmiştir.

Ekici, destanın başlığını “Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürmesi” olarak belirlemiştir. Destan, Oğuz Türklerinin bir kahramanı olan Salur Kazan’ın, bir ejderhayı öldürmesini konu almaktadır.

Destan, 115 sayfadan oluşmaktadır. Destanın dili, diğer Dede Korkut hikayelerine benzerlik göstermektedir. Destan, Oğuz Türklerinin yaşam tarzını ve kültürünü yansıtmaktadır.

Kayıp Destanın Önemi

Dede Korkut Hikâyeleri’nin kayıp 13. destanı, Türk edebiyatı ve kültürü için büyük önem taşımaktadır. Bu destan, Dede Korkut Hikâyeleri’nin bütünlüğünü sağlamaktadır. Destan, Oğuz Türklerinin tarihini ve kültürünü daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Kayıp destanın bulunması, Türk edebiyatında büyük bir heyecan yaratmıştır. Bu keşif, Türklerin zengin kültürel mirasının bir parçasının yeniden gün yüzüne çıkması anlamına gelmektedir.

Kayıp Destanın İçeriği

Kayıp destan, Oğuz Türklerinin bir kahramanı olan Salur Kazan’ın, bir ejderhayı öldürmesini konu almaktadır. Destan, şöyle başlar:

Salur Kazan, Oğuzların bir boy beyiydi. O, cesur ve güçlü bir kahramandı. Bir gün, Salur Kazan’ın obasına bir ejderha musallat oldu. Ejderha, obanın hayvanlarını öldürüyor ve insanları korkutuyordu.

Salur Kazan, ejderhayı öldürmek için sefere çıktı. Uzun bir yolculuktan sonra, ejderhanın yaşadığı mağarayı buldu. Salur Kazan, ejderha ile bir süre savaştı. Nihayetinde, Salur Kazan ejderhayı öldürmeyi başardı.

Ejderhanın öldürülmesi, Oğuzların sevincini ve coşkusunu doruğa çıkardı. Salur Kazan, Oğuzların büyük bir kahramanı olarak anılmaya başlandı.

Destan, Salur Kazan’ın ejderhayı öldürmesinden sonra yaşananları da anlatır. Salur Kazan, ejderhanın derisini bir kürk haline getirdi. Bu kürk, Salur Kazan’ın bir simgesi haline geldi.

Kayıp Destanın Değerlendirmesi

Kayıp destan, Dede Korkut Hikâyeleri’nin en önemli parçalarından biridir. Bu destan, Oğuz Türklerinin tarihini ve kültürünü yansıtmaktadır. Destan, Türklerin cesur ve güçlü bir millet olduğunu göstermektedir.

Kayıp destanın bulunması, Türk edebiyatı ve kültürü için büyük bir


Yayımlandı

kategorisi