Önce buharlı makineler icat edildi. Ardından sanayileşme başlayarak ağır makinelerle az zamanda çok miktarda ürün elde edilmeye başlandı. Fakat sanayileşmenin getirdiği hırs ve büyüme takıntısı ülkeleri hep daha fazlasını kazanmaya ve diğer uluslarla yarışmaya itti.
Tabii ki daha fazlasını yapmak için çok daha fazla hammaddeye ve bu makinelerin daha fazla çalışması için de çok daha fazla enerjiye ihtiyaç vardı. Bu durum gelişmiş denilen zalim batılı ülkeleri sömürgeciliğe itmiştir. Kendi topraklarından kalkarak hiç alakası ve hakları yokken, diğer ülkelere karşı savaşlar ve fetihlere girişmişlerdir. Böylece ele geçirdikleri toprakların enerji kaynaklarından, hammaddelerinden ve kölelik düzeninde çalıştırmak şartıyla insan gücünden faydalanmışlardır.
Bilim batıda gelişmiş olabilir, demokrasi batıda gelişmiş olabilir, insan hakları da batıda çıkmış olabilir, fakat tüm bunlar büyük bir sömürgecilik düzenin ardından yaşanan zenginlikten kaynaklanır. Yani kökeninde zulüm vardır.