Atama ile yönetici olmak, bir kişinin herhangi bir seçim veya yarışmaya katılmadan, doğrudan bir makama veya göreve atanması anlamına gelir. Bu durum, kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu kadar özel sektörde de yaygın olarak görülen bir uygulamadır.
Kamu kurum ve kuruluşlarında atama ile yönetici olmak, genellikle Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen bir süreçtir. Bu süreçte, öncelikle yönetici olmak isteyen öğretmenler arasından ön eleme yapılır. Ön elemeyi geçen öğretmenler, Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği kapsamında belirlenen kriterler çerçevesinde değerlendirilir. Bu kriterler arasında, öğretmenin mesleki kıdemi, eğitim durumu, hizmet içi eğitimlere katılımı, performans değerlendirme sonuçları ve mesleki yeterlilikleri yer alır.
Yönetim kuruluna seçilen öğretmenler arasından, Bakan onayı ile bir müdür ve iki müdür yardımcısı görevlendirilir. Bu görevlendirme, dört yıl süreyle geçerlidir. Dört yıllık görev süresinin sonunda, yöneticiler yeniden değerlendirilerek görev süreleri uzatılabilir veya yeni bir yönetici görevlendirilebilir.
Özel sektörde atama ile yönetici olmak, genellikle şirketin sahip veya yöneticilerinin kararıyla yapılır. Bu süreçte, genellikle şirketin ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda bir yönetici profili belirlenir. Bu profil doğrultusunda, şirket içinden veya dışarıdan bir yönetici adayı seçilir.
Atama ile yönetici olmak, hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de özel sektörde bazı avantajlar ve dezavantajlar sunar.
Avantajlar:
- Hızlı yükselme: Atama ile yönetici olmak, öğretmenler için kariyer basamaklarını hızlı bir şekilde tırmanma fırsatı sunar.
- Daha fazla sorumluluk: Atama ile yönetici olan öğretmenler, eğitim kurumu yönetiminde daha fazla sorumluluk alır. Bu durum, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine olumlu katkıda bulunabilir.
- Daha yüksek maaş: Atama ile yönetici olan öğretmenler, genellikle daha yüksek maaş alır.
Dezavantajlar:
- Yeteneksiz yöneticiler: Atama ile yönetici olmak, bazen yeteneksiz kişilerin yönetici pozisyonlarına gelmesine neden olabilir. Bu durum, eğitim kurumlarının veya şirketlerin başarısında olumsuz sonuçlar doğurabilir.
- Kişisel ilişkiler: Atama ile yönetici olmak, bazen kişisel ilişkilere dayalı bir süreç haline gelebilir. Bu durum, liyakat ilkesinin ihlal edilmesine yol açabilir.
Atama ile yönetici olmanın olumlu etkilerini artırmak ve olumsuz etkilerini azaltmak için, aşağıdaki önlemler alınabilir:
- Yönetici seçim kriterlerinin daha objektif hale getirilmesi: Yönetici seçim kriterlerinin, öğretmenin mesleki yeterlilikleri ve deneyimine odaklanması sağlanmalıdır.
- Yönetici adaylarının daha kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulması: Yönetici adaylarının, eğitim kurumu yönetimine ilişkin bilgi ve becerilerini ölçen bir değerlendirmeye tabi tutulması sağlanmalıdır.
- Yönetici adaylarının mesleki gelişimlerine destek verilmesi: Atama ile yönetici olan öğretmenlerin, yöneticilik becerilerini geliştirmeleri için desteklenmeleri sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, atama ile yönetici olmak, hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de özel sektörde yaygın olarak görülen bir uygulamadır. Bu uygulamanın olumlu etkilerini artırmak ve olumsuz etkilerini azaltmak için, yönetici seçim kriterlerinin daha objektif hale getirilmesi ve yönetici adaylarının daha kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulması gibi önlemler alınabilir.