Türkiye’de Belediyelere Kayyum Atama Uygulaması
Türkiye’de belediyelere kayyum atama uygulaması, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilmiştir. Bu KHK ile, terör örgütleriyle ilişkili olduğu tespit edilen veya belediyeyi terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda kullandığı değerlendirilen belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanması imkanı sağlanmıştır.
Kayyum atama uygulaması, Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde merkezi yönetimin denetimini artıran ve tartışmalara neden olan bir uygulama olmuştur. Bu uygulamanın hukuki dayanağı, 1982 Anayasası’nın 127. maddesinde yer alan “yerel yönetimlerin, kanunların verdiği yetkileri kullanma biçim ve şekilleri, idarî vesayet altındadır” hükmüdür. Bu hüküm uyarınca, merkezi yönetim, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisine sahiptir. Bu yetki, yerel yönetimlerin kanunlara uygunluğunu sağlamaya ve kamu yararını korumaya yöneliktir.
Kayyum atama uygulamasının hukuki dayanağı, Anayasa’nın 127. maddesi olmakla birlikte, bu uygulamanın kapsamı ve şartları, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre, belediye başkanının görevden uzaklaştırılabilmesi için, aşağıdaki şartlardan birinin varlığı gerekir:
- Belediye başkanının terör örgütleriyle ilişkisi olduğu veya bu örgütlerin amaçları doğrultusunda belediyeyi kullandığının tespit edilmesi,
- Belediye başkanının görevini yerine getirmesini engelleyecek bir engelin ortaya çıkması,
- Belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasının kamu yararına olması.
Belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin karar, İçişleri Bakanlığı tarafından verilir. Bu karar, Resmî Gazete’de yayımlanır. Belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin karara karşı, ilgili belediye meclisinin veya belediye başkanlıklarının itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz, Danıştay tarafından iki ay içinde incelenir ve karara bağlanır.
Belediye başkanının görevden uzaklaştırılması halinde, yerine İçişleri Bakanı tarafından bir kayyum atanır. Kayyum, belediye başkanlığının tüm yetkilerini kullanır. Kayyumun görev süresi, belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin kararda belirtilir. Bu süre, en fazla altı aydır. Kayyumun görev süresi, belediye başkanının göreve iade edilmesi veya yeni bir belediye başkanının seçilmesi ile sona erer.
Kayyum atama uygulamasının hukuki tartışmaları
Kayyum atama uygulaması, Türkiye’de hukuki tartışmalara neden olmuştur. Bu tartışmaların temelini, uygulamanın hukuki dayanağı ve kapsamı oluşturmaktadır.
Uygulamanın hukuki dayanağı konusunda, Anayasa’nın 127. maddesinin yeterli olmadığı ve ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu ileri sürülmektedir. Bu görüşe göre, belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin şartların ve usullerin daha açık bir şekilde düzenlenmesi gerekir.
Uygulamanın kapsamı konusunda ise, belediye başkanlarının terör örgütleriyle ilişkisi veya bu örgütlerin amaçları doğrultusunda belediyeyi kullanmasının, görevden uzaklaştırma için yeterli bir gerekçe olup olmadığı tartışılmaktadır. Bu görüşe göre, terör örgütleriyle ilişkisi olan veya bu örgütlerin amaçları doğrultusunda belediyeyi kullanan belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması gerekir. Ancak, bu kişilerin görevden uzaklaştırılmasının, suçlu oldukları anlamına gelmediği ve bu kişilerin yargılanması gerektiği ileri sürülmektedir.
Kayyum atama uygulamasının etkileri
Kayyum atama uygulaması, Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde merkezi yönetimin denetimini artırmıştır. Bu uygulama ile, terör örgütlerinin belediyeler üzerinden faaliyetlerini yürütmesi zorlaştırılmıştır. Ancak, bu uygulama, yerel demokrasiyi zayıflattığı ve hukuki tartışmalara neden olduğu gerekçesiyle de eleştirilmektedir.
Kayyum atama uygulamasının sonuçları
Kayyum atama uygulamasının, Türkiye’de yerel yönetimler üzerindeki etkileri şu şekilde sıralanabilir:
- Yerel yönetimler üzerinde merkezi yönetimin denetimi artmıştır.
- Terör örgütlerinin belediyeler üzerinden faaliyetlerini yürütmesi zorlaştırılmıştır.
- Yerel demokrasi zayıflamıştır.
- Hukuki tartışmalar ortaya çıkmıştır.
Kayyum atama uygulamasının, Türkiye’de yerel yönetimler üzerindeki etkilerinin uzun vadede nasıl olacağı henüz belli değildir. Ancak, bu uygulamanın, yerel demokrasinin gelişimini olumsuz yönde etkilediği ileri sürülebilir.