Büyük Kan Dolaşımını Kim Buldu

Büyük kan dolaşımını kim buldu?

Bu sorunun cevabı, “kim” sorusunun nasıl yorumlandığına göre değişebilir. Eğer soru, büyük kan dolaşımının keşfinin temellerini atan ilk kişiye aitse, o zaman bu soruya İbn-i Nefis cevabını verebiliriz. İbn-i Nefis, 13. yüzyılda yaşayan bir Türk tıp bilginidir. “Kitab-ül-Farediz” adlı eserinde, kanın kalbin sağ karıncığından akciğerlere, akciğerlerden sol karıncığa ve sol karıncıktan da vücuda doğru dolaştığını ve bu dolaşımın sürekli olduğunu öne sürmüştür.

Ancak, eğer soru, büyük kan dolaşımını ilk kez doğru bir şekilde tanımlayan kişiye aitse, o zaman bu soruya William Harvey cevabını verebiliriz. Harvey, 17. yüzyılda yaşayan bir İngiliz tıp doktorudur. “Exercitatio Anatomica de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus” adlı eserinde, büyük kan dolaşımının temellerini atmıştır. Harvey’in bu çalışması, tıp tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

İbn-i Nefis’in katkıları

İbn-i Nefis, büyük kan dolaşımını keşfetmede önemli bir rol oynamıştır. Ancak, onun çalışmaları, Avrupa’da Harvey’in çalışmaları kadar etkili olmamıştır. Bunun birkaç nedeni vardır. Birincisi, İbn-i Nefis’in çalışmaları Latince değil Arapça yazılmıştır. İkincisi, İbn-i Nefis’in çalışmaları, Avrupa’da yaygın olarak tanınan bir eser olan “De Corporis Humani Fabrica” adlı eserden sonra yayınlanmıştır. Bu nedenle, Avrupalı bilim insanları, İbn-i Nefis’in çalışmalarının önemini Harvey’in çalışmalarından sonra fark etmişlerdir.

Harvey’in katkıları

Harvey, tıp eğitimini Padua Üniversitesi’nde almıştır. Burada, Hieronymus Fabricius adlı bir anatomisten eğitim almıştır. Fabricius, embriyolojik araştırmalarda önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, kan damarları ve kapakçıklar gibi dolaşım sistemi ile ilgili önemli bilgiler de vermiştir.

Harvey, Fabricius’un öğrencisi olarak, dolaşım sistemi ile ilgili araştırmalar yapmaya başlamıştır. Hayvanlar üzerinde yaptığı diseksiyon çalışmaları sonucunda, kanın kalpten aort damarı ile çıkarak vücuda yayıldığını ve tekrar venlerle kalbe döndüğünü gözlemlemiştir. Ayrıca, kanın kılcal damarlardan geçerken oksijen ve besinleri alıp, karbondioksit ve atıkları verdiğini fark etmiştir.

Harvey’in bu çalışmaları, tıp dünyasında büyük bir yankı uyandırmıştır. Ancak, Harvey’in teorileri, ilk başta birçok bilim insanı tarafından kabul edilmemiştir. Bunun nedeni, o dönemde yaygın olan kan dolaşımı anlayışının, kanın sürekli olarak kalbin sağ karıncığından sol karıncığa aktığı yönünde olmasıdır. Harvey’in teorisi, bu anlayışın tamamen tersineydi.

Harvey, teorisini desteklemek için yaptığı deneyleri ve gözlemleri ayrıntılı bir şekilde anlattığı “Exercitatio Anatomica de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus” adlı kitabını 1628 yılında yayınlamıştır. Bu kitap, büyük kan dolaşımını doğru bir şekilde tanımlayan ilk eser olmuştur.

Harvey’in çalışmaları sonrası

Harvey’in çalışmaları, tıp dünyasında büyük bir devrim yaratmıştır. Kan dolaşımının anlaşılması, tıp biliminin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Harvey’in çalışmaları, ayrıca, diğer bilim dallarının da gelişmesine katkıda bulunmuştur. Örneğin, fizyoloji, kimya ve biyoloji gibi bilim dallarının gelişiminde Harvey’in çalışmaları önemli bir rol oynamıştır.

Sonuç

Büyük kan dolaşımını kim buldu sorusunun cevabı, “kim” sorusunun nasıl yorumlandığına göre değişebilir. Eğer soru, büyük kan dolaşımının temellerini atan ilk kişiye aitse, o zaman bu soruya İbn-i Nefis cevabını verebiliriz. Ancak, eğer soru, büyük kan dolaşımını ilk kez doğru bir şekilde tanımlayan kişiye aitse, o zaman bu soruya William Harvey cevabını verebiliriz.

İbn-i Nefis ve Harvey’in çalışmaları, büyük kan dolaşımını anlamamızda önemli bir rol oynamıştır. Bu iki bilim insanın çalışmaları, tıp biliminin gelişmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.


Yayımlandı

kategorisi