Dorian Gray’in Portresi, Oscar Wilde tarafından yazılan 1890 tarihli bir romandır. Roman, yakışıklı bir genç adam olan Dorian Gray’in, kendisinin yerine resimdeki portresinin yaşlanmasını dileyen bir dileği yerine getirdiği ve bu dileğin gerçekleşmesiyle birlikte, Dorian’ın yozlaşmaya başladığını anlatır.
Roman, Basil Hallward adında genç bir ressamın, Dorian Gray adında yakışıklı bir genç adamın portresini çizmesiyle başlar. Basil, Dorian’ın güzelliğinden o kadar etkilenir ki, onu “yaşayan bir Yunan tanrısı” olarak tanımlar. Dorian da kendi güzelliğinden o kadar etkilenir ki, Basil’e portrenin ona ait olmasını ister.
Bir gün, Basil’in arkadaşı Lord Henry Wotton, Dorian’la tanışır. Lord Henry, hazcılık felsefesinin bir savunucusudur ve Dorian’a, güzelliğin ve gençliğin hayatın en değerli şeyleri olduğunu söyler. Lord Henry’nin sözleri, Dorian’ın kafasını karıştırır ve onu güzelliğini ve gençliğini korumak için her şeyi yapmaya karar verir.
Bir gece, Dorian, portreyi gizlice odasına götürür ve ona şöyle der:
“Ah, portre! Ah, sen! Senin güzelliğin benim güzelliğimden daha kalıcı olacak. Sen yaşlanırken, ben genç kalacağım. Sen çirkinleşirken, ben güzel kalacağım. Sen çürürken, ben taze kalacağım.
>
Bana gençliğimi ve güzelliğimi ver, portre! Onları seninle değiştireyim. Sen benim yerine yaşlan, ben senin yerine güzel kalayım.”
Dorian’ın dileği gerçekleşir ve portre Dorian’ın yerine yaşlanmaya başlar. Dorian, dileğinin gerçekleşmesinden büyük mutluluk duyar ve artık istediği her şeyi yapabilir.
Dorian, hayatını haz ve zevk peşinde koşarak geçirmeye başlar. Bir zamanlar saf ve masum olan Dorian, artık bencil ve ahlaksız bir adam haline gelir. Dorian, aşk, şehvet, kıskançlık ve nefret gibi duyguların etkisiyle, portresinin üzerindeki çirkinlikler giderek artar.
Dorian’ın yozlaşması, Basil’i çok üzer. Basil, Dorian’ı onu kurtarması için yalvarır, ancak Dorian onu reddeder. Basil, Dorian’ın artık bir canavara dönüştüğünü görür ve onu öldürmeye karar verir.
Bir gece, Basil, Dorian’ın evine gizlice girer ve onu portrenin önünde bulur. Basil, Dorian’ı öldürür ve portrenin üzerindeki çirkinlikler aniden kaybolur. Dorian, Basil’in öldüğünü görünce büyük bir üzüntüye kapılır ve intihar eder.
Dorian Gray’in Portresi, hazcılık felsefesinin tehlikelerini ve güzelliğin ve gençliğin geçiciliğini anlatan bir romandır. Roman, insan doğasının karanlığını ve kötülüğün gücünü de gözler önüne serer.
Romanın Ana Temaları
- Hazcılık: Romanın temel teması, hazcılık felsefesidir. Lord Henry Wotton, hazcılığın hayatın en önemli amacı olduğunu savunur. Dorian Gray, Lord Henry’nin etkisiyle, haz ve zevk peşinde koşmaya başlar ve bu da onun yozlaşmasına neden olur.
- Güzellik ve Gençlik: Romanda, güzellik ve gençlik, geçici şeyler olarak tasvir edilir. Dorian Gray, güzelliğini ve gençliğini korumak için her şeyi yapmaya karar verir, ancak bu dileği gerçekleşse bile, sonunda bu güzellik ve gençlik onu terk eder.
- Yozlaşma: Roman, Dorian Gray’in yozlaşma sürecini anlatır. Dorian, hazcılık felsefesinin etkisiyle, bencil, ahlaksız ve acımasız bir adam haline gelir.
- Kötülük: Roman, kötülüğün gücünü de gözler önüne serer. Dorian Gray, kötülüğün etkisiyle, kendinden ve sevdiklerinden uzaklaşır.
Romanın Eleştirel Değerlendirmesi
Dorian Gray’in Portresi, edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, hazcılık felsefesinin tehlikelerini ve güzelliğin ve gençliğin geçiciliğini anlatan güçlü bir mesaj içerir. Romanın karakterleri de oldukça gerçekçi ve etkileyicidir.
Roman, yayımlandığı dönemde büyük tartışmalara yol açmıştır. Romanın bazı eleştirmenleri, romanın hazcılık felsefesini savunduğu gerekçesiyle eleştirmiştir. Diğer eleştirmenler ise, romanın kötülüğün gücünü gözler önüne serdiği gerekçesiyle romanı takdir etmiştir.
**