Emniyet Kemeri Tarihçesi ve Kim Buldu?
Otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte, trafik kazaları da giderek artmaya başladı. Bu durum, otomobil üreticilerini ve hükümetleri, kazalarda meydana gelen ölüm ve yaralanmaları azaltmak için önlemler almaya yöneltti. Bu önlemlerden biri de emniyet kemerleri oldu.
Emniyet kemerinin ilk patenti 1903 yılında Fransız mucit Gustave Liebau tarafından alındı. Liebau, kemerinin, bir kaza durumunda sürücünün ve yolcuların öne doğru savrulmasını önleyerek yaralanmalarını azaltacağını düşünüyordu. Ancak Liebau’nun kemeri, günümüzde kullandığımız emniyet kemerlerine göre çok daha basit bir yapıya sahipti. Kemer, sadece vücudu sarıp çarpışma anında öne doğru savrulmayı belli bir oranda engelliyordu.
1930’larda, birçok Amerikalı hekim, otomobillerine iki noktalı (araca iki noktadan bağlı) emniyet kemeri yerleştirdi ve araba üreticilerinin yeni modellere bunları yerleştirmesi için ısrar etti. Bu ısrarların sonucunda, bazı otomobil üreticileri, iki noktalı emniyet kemerlerini standart olarak kullanmaya başladı.
Ancak iki noktalı emniyet kemerleri, günümüzde kullanılan üç noktalı emniyet kemerlerine göre daha az güvenliydi. Bu kemerler, çarpışma anında sürücülerin ve yolcuların göğüs ve boynunu da etkileyebiliyordu.
1958 yılında, İsveç’teki Volvo fabrikasında mühendis olarak çalışan Nils Bohlin, üç noktalı emniyet kemerinin patentini aldı. Bohlin’in kemeri, günümüzde kullandığımız emniyet kemerlerinin temelini oluşturdu. Bohlin’in kemeri, iki noktalı kemerlere göre daha güvenliydi. Bu kemer, çarpışma anında sürücülerin ve yolcuların göğüs ve boynunu değil, sadece gövdelerini tutarak yaralanmaları azaltıyordu.
Volvo, 1959 yılında üç noktalı emniyet kemerini standart olarak kullanmaya başladı. Bu uygulama, diğer otomobil üreticilerini de harekete geçirdi. 1960’lı yıllardan itibaren, üç noktalı emniyet kemerleri, birçok ülkede standart olarak kullanılmaya başlandı.
Emniyet kemerleri, trafik kazalarında meydana gelen ölüm ve yaralanmaları önemli ölçüde azalttı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, emniyet kemerleri, trafik kazalarında ölüm riskini %40, yaralanma riskini ise %50’ye kadar azaltıyor.
Emniyet kemeri, günümüzde otomobillerde kullanılan en önemli güvenlik donanımlarından biri olmaya devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinde, emniyet kemeri takmak yasalarla zorunlu hale getirilmiştir.
Emniyet Kemeri Kullanmanın Önemi
Emniyet kemeri, trafik kazalarında meydana gelen ölüm ve yaralanmaları azaltmanın en etkili yollarından biridir. Emniyet kemeri, çarpışma anında sürücülerin ve yolcuların öne doğru savrulmasını engelleyerek, vücutlarının sert yüzeylere çarpmasını önler. Bu sayede, sürücülerin ve yolcuların kafa, göğüs, boyun ve bel gibi bölgelerindeki yaralanmaların riskini önemli ölçüde azaltır.
Emniyet kemeri, her yaştan yolcu için gereklidir. Yetişkinler, çocuklar ve bebekler için özel olarak tasarlanmış emniyet kemerleri mevcuttur. Çocukların ve bebeklerin, yaşlarına ve boylarına uygun emniyet kemerlerini kullanmaları, daha fazla güvenlik sağlar.
Emniyet kemeri, her zaman doğru şekilde takılmalıdır. Emniyet kemeri, göğüs kafesini sıkmayacak ve boynu sıkmayacak şekilde takılmalıdır. Emniyet kemerinin tokası, kilitli olmalıdır.
Emniyet kemeri, özellikle şehir içinde seyir halindeyken bile takılmalıdır. Şehir içinde seyir halindeyken, çarpışmaların hızı, otoyolda seyir halindeyken yaşanan çarpışmaların hızından daha düşük olsa da, yine de ciddi yaralanmalara neden olabilir.
Emniyet kemeri, trafik kazalarında meydana gelen ölüm ve yaralanmaları azaltmanın en etkili yollarından biridir. Emniyet kemeri takmak, sürücülerin ve yolcuların güvenliği için çok önemlidir.
Emniyet Kemeri Takmanın Faydaları
Emniyet kemeri takmanın faydaları şunlardır:
- Trafik kazalarında ölüm riskini %40 azaltır.
- Trafik kazalarında yaralanma riskini %50 azaltır.
- Kafa yaralanmaları riskini %65 azaltır.
- Göğüs yaralanmaları riskini %75 azaltır.
- Bel yaralanmaları riskini %80 azalt