Erdoğan Operasyonu: Küresel Sermayenin İktidar Savaşı
Mahir Kaynak ve Ömer Lütfi Mete’nin kaleme aldığı Erdoğan Operasyonu, 2007 yılında Türkiye’de yaşanan 367 krizi ve 2008 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ne karşı açılan kapatma davasını konu alan bir kitaptır. Kitapta, bu iki olayın yalnızca ulusal düzeyde değil, küresel sermaye ve küresel aktörlerin de dahil olduğu bir çatışmanın parçası olduğu savunulmaktadır.
Kitabın Ana Fikirleri
Kitabın ana fikri, Türkiye’nin geleceği için küresel sermayenin bir savaş yürüttüğüdür. Bu savaşın bir tarafında, Türkiye’yi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek isteyen küresel sermaye ve onun temsilcileri yer almaktadır. Diğer tarafta ise, Türkiye’nin bağımsızlığını ve kendi çıkarlarını korumak isteyen yerli güçler yer almaktadır.
Kitapta, bu savaşın iki önemli cephesi olarak 367 krizi ve AKP kapatma davası gösterilmektedir. 367 krizinde, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün seçilmesi için gerekli olan 367 sayısının sağlanamaması, Türkiye’de siyasi bir krize neden olmuştur. Bu kriz, küresel sermayenin Türkiye’deki etkisini artırma çabasının bir sonucu olarak yorumlanmıştır.
AKP kapatma davası ise, küresel sermayenin Türkiye’nin iç işlerine müdahalesinin bir başka örneği olarak gösterilmiştir. Bu dava, AKP’nin laiklik karşıtı olduğu ve Türkiye’yi İslami bir devlete dönüştürmek istediği iddiasıyla açılmıştır. Dava, Türkiye’de büyük bir siyasi tartışmaya yol açmış ve AKP’nin iktidarını tehdit etmiştir.
Kitabın Analizi
Erdoğan Operasyonu, Türkiye’nin yakın siyasi tarihini küresel bir perspektifle ele alan önemli bir kitaptır. Kitap, Türkiye’de yaşanan önemli siyasi olayların arkasındaki küresel güçleri ve çıkarları ortaya koymaya çalışmaktadır.
Kitap, Türkiye’nin küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmeye çalışıldığına dair önemli iddialar ortaya atmaktadır. Bu iddialar, Türkiye’nin yakın siyasi tarihini anlama açısından önemli bir katkı sağlamaktadır.
Ancak, kitapta yer alan bazı iddialar, bazı tartışmalara da yol açmıştır. Örneğin, 367 krizinin küresel sermayenin bir operasyonu olduğu iddiası, bazı kesimler tarafından tartışılmıştır. Bu kesimler, krizin daha çok AKP’nin kendi içinde yaşanan bir anlaşmazlıktan kaynaklandığı görüşündedir.
Ayrıca, AKP kapatma davasının da küresel sermayenin bir operasyonu olduğu iddiası, bazı kesimler tarafından eleştirilere maruz kalmıştır. Bu kesimler, davanın daha çok AKP’nin laiklik karşıtı uygulamalarına karşı bir tepkiden kaynaklandığı görüşündedir.
Kitabın Öngörüler
Erdoğan Operasyonu, Türkiye’nin geleceğine ilişkin de bazı öngörülerde bulunmaktadır. Kitapta, küresel sermayenin Türkiye’yi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabalarının devam edeceği savunulmaktadır. Bu çabaların, Türkiye’de siyasi ve toplumsal gerilimi artırabileceği belirtilmektedir.
Kitapta ayrıca, Türkiye’nin bağımsızlığını ve kendi çıkarlarını korumak için yerli güçlerin daha güçlü bir şekilde hareket etmesi gerektiği savunulmaktadır. Bu güçlerin, küresel sermayenin çıkarlarına karşı mücadele etmesi gerektiği belirtilmektedir.
Sonuç
Erdoğan Operasyonu, Türkiye’nin yakın siyasi tarihini küresel bir perspektifle ele alan önemli bir kitaptır. Kitap, Türkiye’de yaşanan önemli siyasi olayların arkasındaki küresel güçleri ve çıkarları ortaya koymaya çalışmaktadır.
Kitap, Türkiye’nin küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmeye çalışıldığına dair önemli iddialar ortaya atmaktadır. Bu iddialar, Türkiye’nin yakın siyasi tarihini anlama açısından önemli bir katkı sağlamaktadır.
Ancak, kitapta yer alan bazı iddialar, bazı tartışmalara da yol açmıştır. Bu tartışmalar, kitabın daha derinlemesine incelenmesi ve tartışılmasını gerektirmektedir.