Falaka Ömer Seyfettin Özet

Ömer Seyfettin’in “Falaka” Hikayesi: Vicdan Azabı Üzerine Bir İnceleme

Ömer Seyfettin’in “Falaka” adlı hikayesi, 1913 yılında kaleme alınmıştır. Hikaye, yazarın çocukluk yıllarında yaşadığı bir olaydan esinlenerek yazılmıştır. Hikayenin ana teması vicdan azabı üzerinedir.

Hikayenin başında, yazarın çocukluk yıllarında yaşadığı bir olay anlatılır. Yazar, o zamanlar bir okul çocuğudur. Bir gün, okuldan kaçarak eve gelir. Evde, babasının misafiri olan bir hoca vardır. Hoca, yazarın okuldan kaçtığını öğrenince onu azarlar ve falakaya yatırılmasını ister. Yazar, falakaya yatırılır ve büyük bir acı çeker.

Hikayenin ikinci bölümünde, yazarın yetişkinlik yıllarında yaşadığı bir olay anlatılır. Yazar, artık bir yetişkindir ve bir memur olarak çalışmaktadır. Bir gün, yazarın çalıştığı kurumda bir evrak kaybolur. Evrakın kaybolmasından yazar sorumlu tutulur. Yazar, suçsuz olduğunu bilmesine rağmen, evrakı kendisinin kaybettiği düşünülür ve falakaya yatırılır.

Hikayenin üçüncü bölümünde, yazarın vicdan azabı anlatılır. Yazar, çocukluk yıllarında yaşadığı olaydan dolayı vicdan azabı çekmektedir. Yazar, o olayda hoca karşısında suçlu olduğunu düşünmektedir. Yetişkinlik yıllarında yaşadığı olayda ise, suçsuz olmasına rağmen falakaya yatırıldığı için vicdan azabı çekmektedir.

Hikayenin sonunda, yazarın vicdan azabı hala devam etmektedir. Yazar, hoca ve kendisini falakaya yatıran kişilere karşı bir öfke duymaktadır. Yazar, bu öfkeyi biriktirmektedir ve bir gün bu öfkeyi bir şekilde dışa vuracağına inanmaktadır.

Hikayenin Temel Teması: Vicdan Azabı

“Falaka” hikayesinin temel teması vicdan azabı üzerinedir. Hikaye, yazarın çocukluk ve yetişkinlik yıllarında yaşadığı iki olay üzerinden vicdan azabının doğası ve etkilerini ele alır.

Hikayenin başında, yazarın çocukluk yıllarında yaşadığı olayda, yazarın hoca karşısında suçlu olduğunu düşünmesinden dolayı vicdan azabı çektiği görülür. Yazar, o olayda fiziksel olarak acı çekmiş olsa da, bu acının yanında vicdan azabının da çok daha ağır bir acı olduğunu fark eder.

Hikayenin ikinci bölümünde, yazarın yetişkinlik yıllarında yaşadığı olayda ise, yazarın suçsuz olmasına rağmen falakaya yatırılmasından dolayı vicdan azabı çektiği görülür. Yazar, bu olayda hem fiziksel hem de manevi olarak acı çeker. Yazar, suçsuz olmasına rağmen cezalandırıldığı için kendini haksızlığa uğramış hisseder. Bu durum da onun vicdan azabını daha da artırır.

Hikaye boyunca, yazarın vicdan azabının onun hayatını nasıl etkilediği de görülür. Yazar, vicdan azabı yüzünden sürekli olarak huzursuzdur. Bu durum onun iş ve özel hayatını da olumsuz etkiler. Yazar, bir türlü vicdan azabından kurtulamaz ve bu durum onun hayatını bir karabasana çevirir.

Hikayenin Edebi Özellikleri

“Falaka” hikayesi, Ömer Seyfettin’in Maupassant tarzı hikayelerinden biridir. Bu tarz hikayelerde, olay örgüsü belli bir olay etrafında gelişir ve hikayenin sonunda bir sonuca varılır. “Falaka” hikayesinde de olay örgüsü, yazarın çocukluk ve yetişkinlik yıllarında yaşadığı iki olay etrafında gelişir. Hikayenin sonunda, yazarın vicdan azabı hala devam etmekte olduğu için hikaye bir sonuca varır.

Hikaye, sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Hikayenin olay örgüsü ilgi çekicidir ve okuyucuyu merak içinde tutar. Hikayenin sonunda ise okuyucuyu düşündüren bir mesaj verilir.

Hikayenin Değerlendirmesi

“Falaka” hikayesi, vicdan azabının doğası ve etkilerini ele alan önemli bir hikayedir. Hikaye, sade ve akıcı bir dille yazılmış olsa da, okuyucuyu düşündüren bir mesaj vermektedir. Hikaye, günümüzde de geçerliliğini koruyan bir konuyu ele aldığı için, her yaştan okuyucunun ilgisini çekebilecek bir eserdir.

Hikayenin Ana Karakteri: Yazar

Hikayenin ana karakteri, yazardır.


Yayımlandı

kategorisi