Işık Hızını Kim Buldu

Işık Hızını Kim Buldu?

Işık, insanlığın varoluşundan beri merak edilen ve araştırılan bir doğa olayıdır. Işığın ne olduğu, nasıl oluştuğu ve ne kadar hızlı olduğu gibi sorular, yüzyıllar boyunca bilim insanlarını meşgul etmiştir.

Işık hızının ilk miktarsal tahmini, 1676 yılında Danimarkalı gökbilimci Ole Christensen Romer tarafından yapılmıştır. Romer, Jüpiter’in uydusu Io’nun tutulma zamanlarını gözlemleyerek, Dünya’nın Jüpiter’e yaklaştığı veya uzaklaştığı zamanlarda tutulma zamanlarının değiştiğini fark etmiştir. Bu değişimi, ışığın Dünya’nın yörüngesini geçmek için geçen sürenin değişmesine bağlamıştır. Romer’in hesaplamalarına göre, ışığın hızı yaklaşık olarak 220.000 kilometre/saniyedir.

Romer’in çalışması, ışığın hızının ölçülebilir bir değere sahip olduğunu göstererek önemli bir gelişme olmuştur. Ancak Romer’in yöntemi, oldukça belirsiz sonuçlar vermiştir. Daha doğru bir ölçüm için, ışığın Dünya’da bir mesafeyi geçmek için geçen sürenin ölçülmesi gerekmektedir.

1849 yılında Fransız fizikçi Hippolyte Fizeau, bu yöntemi kullanarak ışık hızını ölçmek için bir deney tasarladı. Fizeau’nun deneyinde, bir çarktan geçen ışık, bir aynadan yansıdıktan sonra tekrar çarkın üzerinden geçerek bir fotometreye ulaşıyordu. Fizeau, çark döndürüldüğünde ışığın fotometreye ulaşma süresinin değiştiğini gözlemledi. Bu değişimi, ışığın çarkın dişlileri arasından geçerken bir miktar gecikme yaşamasına bağlamıştır. Fizeau’nun hesaplamalarına göre, ışığın hızı yaklaşık olarak 315.000 kilometre/saniyedir.

Fizeau’nun deneyinin sonuçları, Romer’in tahminlerine göre daha doğru olmuştur. Ancak Fizeau’nun deneyinde de, ışığın hızını tam olarak ölçmek mümkün olmamıştır.

1862 yılında Fransız fizikçi Léon Foucault, ışık hızını ölçmek için yeni bir deney tasarladı. Foucault’nun deneyinde, bir dönen aynadan yansıyan ışık, bir mesafeye giderek tekrar aynadan yansıdıktan sonra bir fotometreye ulaşıyordu. Foucault, aynayı döndürdüğünde ışığın fotometreye ulaşma süresinin değiştiğini gözlemledi. Bu değişimi, ışığın dönen aynadan geçerken bir miktar gecikme yaşamasına bağlamıştır. Foucault’nun hesaplamalarına göre, ışığın hızı yaklaşık olarak 298.000 kilometre/saniyedir.

Foucault’nun deneyinin sonuçları, Fizeau’nun deneyinin sonuçlarına oldukça yakındır. Bu sonuçlar, ışığın hızının yaklaşık olarak 300.000 kilometre/saniye olduğunu göstermektedir.

Işık hızının kesin değerinin belirlenmesi, 20. yüzyılda gerçekleştirilmiştir. 1907 yılında, Amerikalı fizikçi Albert Michelson ve Edward Morley, ışık hızının değişkenliğini ölçmek için bir deney tasarladılar. Michelson-Morley deneyi olarak bilinen bu deneyde, ışığın farklı yönlerde farklı hızlarda hareket ettiği gözlenerek, ışık hızının değişken olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, ışığın hızının bir evrenin temel sabitlerinden biri olduğunu göstermektedir.

Işık hızının kesin değeri, 1983 yılında metrenin tanımı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, bir metre, ışığın vakumda 1/299.792.458 saniyede kat ettiği mesafedir.

Işık hızı, modern fizikte önemli bir rol oynamaktadır. Elektromanyetizma, görelilik teorisi ve kuantum mekaniği gibi temel fizik teorilerinde, ışık hızının değişmezliği ilkesi kullanılmaktadır. Işık hızı, astronomi ve kozmoloji gibi alanlarda da önemli bir rol oynamaktadır.

Işık Hızının Önemi

Işık hızı, modern fizikte ve teknolojide önemli bir rol oynamaktadır. Işık hızının değişmezliği ilkesi, elektromanyetizma, görelilik teorisi ve kuantum mekaniği gibi temel fizik teorilerinin temelini oluşturmaktadır.

Işık hızı, astronomi ve kozmoloji gibi alanlarda da önemli bir rol oynamaktadır. Işık, uzayda bilginin tek taşıyıcısıdır. Yıldızlardan gelen ışık, bize bu yıldızların özelliklerini ve uzaklıklarını öğrenmemizi sağlar. Işık hızının değişmezliği ilkesi, evrenin genişlediğini


Yayımlandı

kategorisi