Kibritçi Kız, Hans Christian Andersen tarafından 1845 yılında yazılmış bir masaldır. Yılın son günü kibrit kutusu satmak için karlı sokaklarda dolaşan ve gece ısınmak için kibritlerini yakarak hayallere sığınan yoksul bir kız çocuğunun öyküsüdür.
Kahramanlar
- Kibritçi Kız: Öyküdeki ana karakterdir. Yoksul bir ailenin kızıdır ve annesini kaybetmiştir. Babası da onu terk etmiş ve bir yetimhanede kalmaktadır.
- Büyükanne: Kibritçi Kızın ölmüş büyükannesidir. Kibritçi Kız, onu çok sevmektedir ve onu özlemektedir.
Özet
Kibritçi Kız, soğuk bir kış gecesi, karlı sokaklarda kibrit satmaya çıkmıştır. Ancak kimse ondan kibrit almak istememektedir. Kibritçi Kız, çok üşümektedir ve evini çok özlemektedir.
Sonunda, bir köşeye kıvrılıp kibritlerini yakmaya başlar. İlk kibriti yaktığında, sıcacık bir soba görür. Sobada yanan ateş, Kibritçi Kızın üşümesini alır.
İkinci kibriti yaktığında, sofranın üzerine kurulmuş bir yemek masası görür. Masanın üzerinde, lezzetli yemekler vardır. Kibritçi Kız, yemeklerden birini alıp ısırdığında, sanki gerçekte yiyormuş gibi hisseder.
Üçüncü kibriti yaktığında, büyük bir Noel ağacı görür. Ağaç, ışıklarla ve süslerle doludur. Kibritçi Kız, Noel ağacını çok sever ve ona bakarken mutlu olur.
Dördüncü kibriti yaktığında, büyükannesini görür. Büyükannesi, Kibritçi Kız’ı gülümseyerek karşılar. Kibritçi Kız, büyükannesini çok özlemektedir ve ona kavuşmanın sevincini yaşar.
Ancak, kibritler tükenir ve Kibritçi Kız, gerçek dünyaya geri döner. Soğuk ve karanlık sokaklarda yalnız başına kalmıştır. Kibritçi Kız, büyükannesinin hayalini kaybetmemek için bütün kibritlerini tek seferde yakar.
Kibritçi Kız, büyükannesinin yanında, sıcak ve mutlu bir şekilde uykuya dalar. Ertesi sabah, Kibritçi Kızın cesedi, sokakta bulunmuştur.
Anlam ve Yorum
Kibritçi Kız, yoksulluk, yoksunluk ve yalnızlık temalarını işleyen bir masaldır. Öykü, aynı zamanda, insanın hayal gücünün gücünü de vurgulamaktadır.
Kibritçi Kız, yoksul bir ailenin kızıdır ve annesini kaybetmiştir. Babası da onu terk etmiştir. Bu nedenle, Kibritçi Kız, hem maddi hem de manevi anlamda yoksunluk çekmektedir.
Öyküde, Kibritçi Kız’ın kibritleri, onun hayal gücünün sembolüdür. Kibritleri yaktığında, Kibritçi Kız, sıcak bir yuva, lezzetli yemekler ve sevdiği insanlarla dolu bir dünya hayal eder. Bu hayaller, Kibritçi Kız’ın gerçek dünyada yaşadığı yoksunluklara karşı bir kaçış yoludur.
Kibritçi Kız’ın hikayesi, aynı zamanda, insanın hayal gücünün gücünü de vurgulamaktadır. Kibritçi Kız, kibritlerini yakarak, gerçek dünyada yaşayamadığı mutluluğu hayal eder. Bu hayalleri, Kibritçi Kız’a kısa bir süreliğine de olsa mutluluk verir.
Eleştirel Bakış
Kibritçi Kız, Hans Christian Andersen’in en ünlü masallarından biridir. Öykü, ilk kez 1845 yılında yayınlanmıştır ve o zamandan beri birçok dile çevrilmiştir.
Öykü, eleştirmenler tarafından genellikle olumlu karşılanmıştır. Öykünün, yoksulluk, yoksunluk ve yalnızlık temalarını etkili bir şekilde işlediği ve insanın hayal gücünün gücünü vurguladığı belirtilmiştir.
Ancak, bazı eleştirmenler, öykünün sonunu çok trajik bulmaktadır. Kibritçi Kız’ın ölümü, eleştirmenler tarafından masalın amacına aykırı olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç
Kibritçi Kız, hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından sevilen bir masaldır. Öykü, yoksulluk, yoksunluk ve yalnızlık gibi evrensel temaları işlemektedir. Aynı zamanda, insanın hayal gücünün gücünü de vurgulamaktadır.