Terlemeye Çözüm Bulundu
Terleme, vücut sıcaklığını düzenlemek için doğal bir işlevdir. Ancak, bazı durumlarda terleme aşırı boyutlara ulaşabilir ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu duruma “hiperhidrozis” adı verilir.
Hiperhidrozis, avuç içi, koltuk altı, yüz, ayaklar ve kasık gibi bölgelerde görülen aşırı terleme olarak tanımlanır. Bu durum, kişinin günlük aktivitelerini gerçekleştirmesini zorlaştırabilir, sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve özgüven kaybına neden olabilir.
Hiperhidrozisin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, hormonal faktörler ve stres gibi çeşitli etkenler rol oynadığı düşünülmektedir.
Hiperhidrozisin tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında;
- Topikal ilaçlar: Topikal ilaçlar, ter bezlerini küçülterek veya ter bezlerinden salgılanan ter miktarını azaltarak etki gösterir.
- Botulinum toksin (botox) enjeksiyonları: Botoks, ter bezlerinin aktivitesini azaltarak aşırı terlemeyi kontrol altına almaya yardımcı olur.
- İyontoforez: İyontoforez, ter bezlerine elektrik akımı verilerek terlemeyi azaltmaya yönelik bir yöntemdir.
- Endoskopik torakal sempatektomi (ETS):** ETS, sempatik sinirlere müdahale edilerek terlemeyi azaltmaya yönelik cerrahi bir yöntemdir.
Bu tedavi yöntemlerinin her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Örneğin, topikal ilaçlar ve botox enjeksiyonları, diğer yöntemlere göre daha az invazivdir ancak kalıcı çözüm sağlamaz. İyontoforez ve ETS ise daha kalıcı çözümler sunar ancak cerrahi işlem gerektirir.
**Yeni Bir Tedavi Yöntemi: **
Son yıllarda, hiperhidrozisin tedavisinde yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntem, “mikroiğneli radyofrekans” adı verilen bir tekniktir.
Mikroiğneli radyofrekans, cilt altına küçük iğneler yoluyla radyofrekans enerjisi göndererek etki gösterir. Bu enerji, ter bezlerinin yapısını bozarak terlemeyi azaltmaya yardımcı olur.
Mikroiğneli radyofrekans yöntemi, diğer tedavi yöntemlerine göre daha az invazivdir ve kalıcı çözüm sunar. Ayrıca, işlem sonrası iyileşme süresi kısadır.
Mikroiğneli Radyofrekans Yönteminin Avantajları:
- Diğer tedavi yöntemlerine göre daha az invazivdir.
- Kalıcı çözüm sunar.
- İşlem sonrası iyileşme süresi kısadır.
Mikroiğneli Radyofrekans Yönteminin Dezavantajları:
- Diğer tedavi yöntemlerine göre daha pahalıdır.
- Etkisi, diğer tedavi yöntemlerine göre daha yavaş ortaya çıkar.
Mikroiğneli Radyofrekans Yönteminin Uygulaması:
Mikroiğneli radyofrekans yöntemi, lokal anestezi altında uygulanır. İşlem yaklaşık 30 dakika sürer.
İlk seansta, terleyen bölgeye küçük iğneler yoluyla radyofrekans enerjisi gönderilir. Bu işlem, ter bezlerinin yapısını bozarak terlemeyi azaltmaya yardımcı olur.
Etkisini göstermesi için birkaç seans uygulama yapılması gerekebilir.
Mikroiğneli Radyofrekans Yönteminin Etkinliği:
Mikroiğneli radyofrekans yöntemi, hiperhidrozis tedavisinde oldukça etkilidir. Yapılan çalışmalar, bu yöntemin aşırı terlemeyi %70-80 oranında azalttığını göstermektedir.
Mikroiğneli Radyofrekans Yönteminin Yan Etkileri:
Mikroiğneli radyofrekans yönteminin yan etkileri genellikle hafiftir ve kısa sürelidir. Bu yan etkiler arasında;
- Uygulama bölgesinde kızarıklık, şişlik ve ağrı
- Geçici uyuşukluk
görülmektedir.
**Sonuç olarak, mikroiğneli radyofrekans yöntemi, hiperhidrozisin tedavisinde oldukça etkili ve güvenli bir yöntemdir. Bu yöntem, diğer tedavi yöntemlerine göre daha az invazivdir ve kalıcı çözüm sunar.