Yer çekimini kim buldu?
Yer çekimini bulan kişi, 1642-1727 yılları arasında yaşamış İngiliz matematikçi ve fizikçi Sir Isaac Newton’dur. Newton, 1687 yılında yayınladığı Principia Mathematica adlı eserinde evrensel kütleçekim yasasını ortaya koymuştur. Bu yasa, tüm cisimlerin kütleleri arasındaki bir kuvvet olduğunu ve bu kuvvetin, cisimlerin kütleleri ile doğru orantılı, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olduğunu belirtir.
Newton’un yer çekimi kuvvetini keşfetmesi, bilim tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu keşif, gök cisimlerinin hareketlerini açıklamaya ve astronomi alanındaki gelişmeleri hızlandırmaya yardımcı olmuştur.
Newton’dan önce yer çekimi hakkında neler biliniyordu?
Yer çekimi, insanlığın varoluşundan beri bilinen bir kavramdır. Antik Yunan filozofları, yer çekiminin nesneleri aşağı doğru çeken bir kuvvet olduğunu düşünüyorlardı. Ancak, bu kuvvetin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını tam olarak açıklayamıyorlardı.
Ortaçağ’da, yer çekimi hakkındaki fikirler gelişti. Örneğin, İtalyan astronom Nicolaus Copernicus, Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü öne sürdü. Bu teori, yer çekiminin Dünya’nın Güneş’e olan çekim kuvveti tarafından açıklanabileceğini düşündürüyordu.
- yüzyılda, İngiliz fizikçi ve matematikçi Galileo Galilei, serbest düşmenin eşit hızla gerçekleştiğini gösterdi. Bu gözlem, yer çekiminin tüm cisimlere aynı şekilde etki ettiğini düşündürüyordu.
Newton’un yer çekimi keşfi
Newton, yer çekimi hakkındaki önceki fikirleri birleştirerek, evrensel kütleçekim yasasını ortaya koymuştur. Bu yasa, tüm cisimlerin kütleleri arasındaki bir kuvvet olduğunu ve bu kuvvetin, cisimlerin kütleleri ile doğru orantılı, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olduğunu belirtir.
Newton, bu yasaya ulaşmak için, kendi gözlemlerinin yanı sıra, diğer bilim adamlarının çalışmalarından da yararlanmıştır. Örneğin, Galileo’nun serbest düşme gözlemlerinden ve Kepler’in gezegenlerin hareketlerini tanımlayan yasalarından yararlanmıştır.
Newton’un yer çekimi keşfinin sonuçları
Newton’un yer çekimi keşfi, bilim tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu keşif, gök cisimlerinin hareketlerini açıklamaya ve astronomi alanındaki gelişmeleri hızlandırmaya yardımcı olmuştur.
Newton’un yer çekimi yasası, aşağıdakileri açıklamaya yardımcı olmuştur:
- Ay’ın Dünya etrafında dönmesi
- Gezegenlerin Güneş etrafında dönmesi
- Güneş’in Samanyolu Galaksisi’nin merkezindeki konumu
Newton’un yer çekimi yasası, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Ancak, Einstein’ın görelilik kuramıyla birlikte, bu yasanın bazı sınırlamaları olduğu ortaya çıkmıştır.
Yer çekimi sabiti
Newton’un evrensel kütleçekim yasasında yer alan k, kütleçekim sabiti olarak adlandırılır. Bu sabit, iki cismin kütleleri ve aralarındaki uzaklık arasındaki ilişkiyi belirler.
Kütleçekim sabiti, ilk defa 1797 yılında İngiliz fizikçi Henry Cavendish tarafından ölçülmüştür. Cavendish’in ölçümlerine göre, kütleçekim sabiti 6,67408 × 10^-11 m^3 kg^-1 s^-2’dir.
Yer çekimi kuvvetinin günlük yaşamdaki etkileri
Yer çekimi kuvveti, günlük yaşamımızda birçok şekilde kendini gösterir. Örneğin, yer çekimi sayesinde ayakta durabiliriz, nesneleri tutabiliriz ve yürüyebiliriz. Yer çekimi ayrıca, yağmur, kar ve dolu gibi hava olaylarının oluşmasında da rol oynar.
Yer çekimi kuvveti, evrenimizdeki en önemli kuvvetlerden biridir. Bu kuvvet sayesinde, gezegenler Güneş’in etrafında dönebilir, yıldızlar galaksiler etrafında dönebilir ve galaksiler birbirleriyle etkileşime girebilir.
Sonuç
Newton’un yer çekimi keşfi, bilim tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu keşif, gök cisimlerinin hareketlerini açıklamaya ve astronomi alanındaki gelişmeleri hızlandırmaya yardımcı olmuştur. Yer çekimi kuvveti, günlük yaşamımızda birçok şekilde kendini gösterir ve evrenimizdeki en önemli kuvvetlerden biridir.
Önemli Not: Bu yazı Google Gemini yapay zekası tarafından otomatik olarak oluşturulmuştur ve hatalı bilgiler içerebilir. Düzeltmek için iletişim sayfamızdaki formdan veya yine iletişim sayfamızda bulunan eposta adresi yoluyla bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hata varsa hemen düzeltilmektedir.